Kedi Bacak Kırığı Serüvenimiz & İnsan



Merhaba Sevgili Okuyucu,

Eşimin ve benim farklı zamanlarda sahiplendiğimiz üç dünya tatlısı kedimizden Umut isimli sarışın güzeli çapkın oğlumuz bir gece kapalı balkonumuzun penceresindeki ufak aralıktan süzülüp dış mermer üzerinde mehtabı seyrederken çıktığı ufak aralıktan geri içeri girmeyi başaramamış ve üçüncü kattan aşağı ön patileri üzerine düşüvermiş.

Kızımızın Umut'un yokluğunu fark etmesi üzerine uykumuzdan uyanıp olaydan haberdar olduk, zavallı oğlum o halde  binamızın kapı girişine sığınmış kapıyı açtığımız an acı ve korku içinde içeri fırladı, kucaklayıp eve çıkardık, sabah olmasına az bir zaman vardı ailece nöbet tuttuk başında ve nihayet sabahın ilk ışıkları ile veteriner yoluna koyulduk.

İç kanama olmaması ve diğer olasılıklar için üç iğne vurulduktan sonra elle muayene ile kırığı olmadığına dair varsayım yapan doktor röntgen için bize termin verdi, yumuşak doku zedelenmesi gibi gelmişti bize de nihayet röntgen sonucu ile ön iki bacağında kırık olduğu tespit edildi ve tıbbi ekipman yetersizliğinden dolayı Avcılar' daki İstanbul Ünv. Veteriner Fakültesi, Hayvan Hastanesine gitmemiz önerildi.

Bayrama sayılı gün kalmıştı, oğlumuzu alıp önerilen hastaneye gittik doktor tekrar röntgen istedi, sonucu görünce  hem ön iki bacağında hem de ön iki patisinde kırık tespit etti, ameliyat olması gerekiyor fakat bayram tatili nedeniyle ancak bayramdan sonraya ameliyat tarihi verebiliriz dedi, bu yaklaşık 13-14 gün daha oğlumuzun acı çekmesi ve kemiğin yanlış kaynaması anlamına geliyordu, eşimin ısrarlarına rağmen basit bir sabitleyici ile bacağını sabitleyip 200,00 TL. ödeme yaptırıp başlarından savdılar.

Çareyi tıbbi ekipmanı olan bir veterinerde aramaya karar verdik, ve çoğu Hayvan Hastanesi'nin doktorlarına ait özel veteriner kliniklerinden fiyat almaya başladık nihayet Güneşli' de ünlü bir veterinerin kapısını çaldık, bize  2 gün içinde ameliyat yapabileceğini söyledi ve 1500,00 TL. ücret istedi, çaresizlikten kabul ettip ödeme yaptık ve oğlumuzu bırakıp eve geldik.

Aynı gece bir dostumuz bizi arayıp Umut'umuzun durumunu sordu, kendisi bilir kişilere danışmış ve Bakırköy'de hizmet veren İran'lı bir veterinere durumu anlatmış, veteriner demiş ki, "eğer bacakta bulunan iki kemiğin ikisi de kırıldıysa muhakkak ameliyat olmalı ama yalnızca bir kemik kırıksa bu kırık bacak alçıya alınarak 10 günün sonunda iyileşebilir.

Bunun üzerine Güneşli'deki veterinere, oğlumuzu ve ödediğimiz ücreti geri almak istediğimizi söyledik ve kendisine tek ve iki kemik arasındaki kırık farkını sorduk. Verdiği kaçamak cevaplardan alçı ile tedavinin mümkün olduğunu bal gibi de bildiğini anlayıp kendisine olan güvenimizin sarsıldığını ifade edip oradan ayrılmak için harekete geçtiğimiz esnada bize ücret iadesinde kdv. oranını iade edemeyeceğini söyledi, yine kandırılmaya çalışılıyorduk.

Veterinere, müşterinin aldığı  hizmete karşılık ödediği ücretin içinde yer alan ve devlete satıcı tarafından kdv beyannamesinde bildirilip ödeyeceği kdv'sini ücret iadesi söz konusu olduğunda iade edilen kdv olarak beyannamede bildirip kendisinin bu işlemden dolayı beş kuruş kdv ödemek zorunda olmadığını söylediğimizde bizi daha fazla kandıramayacağına ikna olup ücretin tamamını iade etmeyi kabul etti.

Oradan ayrılıp oğlumuzla Bakırköy'deki veteriner yoluna koyulduk, Umut'u İran'lı veterinere teslim edip alçı işleminin gerçekleşmesini bekledik ve nihayet oğlumuz bize tekrar teslim edildi. 100 TL ücret ödeyip evimize geldik, oğlumuzu rahat edebileceği en uygun yer olan kızımın yumuşacık yatağına yatırdık ve sabırla 10 günlük sürenin geçmesini beklemeye başladık, bu sırada ilk 4 gün tuvalet ihtiyacı için kumuna biz götürüp getirdik mamasını suyunu yanına getirdik.

Dört gün sonra oğlumuz yürümeye niyetlendi güler misin ağlar mısın o haline, ön iki bacak alçıda tak tak seslerle gezinmeye başladı evde, canı sıkılınca alçının sertliğinden vurma sonucu çıkan sesi keşfedip kapıları tıklamaya başladı :) tak tak sesleriyle toplamda 5 gün daha geçti 9. gün odada yalnız olduğu sırada hayta oğlumuz kendi çabaları ile alçıdan kurtulmuş,  ilk kızım gördü alçısız ortalıkta gezinen yaramazı panikle bizi aradı, e haliyle bizde panik olduk. Akşam eve geldik gayet iyi görünüyordu, kontrole bir gün kala sağlığına %95 oranında kavuşmuş olduğunu her hareketi ile gösteren oğlumuzu kontrole götürme zamanını planladık fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, planladığımız zamanda kontrole götüremedik, toplam 3 gün daha geçti, Umut'un eskiden olduğu gibi bir ip cambazı edasıyla en yüksek tepelere atlayıp evdeki diğer kedilerimiz le koşarak oyun oynadığını gördüğümüzde açıkçası kontrole götürmeye pek lüzum görmedik.

Aradan haftalar geçti ve oğlumuzun durumu gayet iyi :) 

www.instagram.com/mahmutumutminnos

Tüm bunları sizlerle paylaşmaktaki amacım, hayvanlara verilen sağlık hizmetinin tıpkı insanlara verilen sağlık hizmeti gibi ne yazık ki merhametten yoksun tamamen ticari bir işe dönüştüğünü gözler önüne sermek (istisnaları tenzih ederim)  ve olur da küçük dostlarınızın başına böyle bir olay gelirse, bizim gibi ne yapacağınızı bilmez halde gittiğiniz veteriner kliniklerinde veya o ünlü veteriner fakültesinde suistimal edilmenizi önlemek.

Biz barınaklarda ki sağlık hizmetini de araştırdık ve çoğunda ilgisiz veteriner hekimler tarafından müdahale edilen hayvanların acılarla dolu günler haftalar sonra çok azının iyileştiği bilgisine ve salındıktan sonra bir insan tarafından fark edilip tekrar özelde muayene edildiğine şahit olduk.

Hayvan sever tanımını ve hitabını pek doğru bulmuyorum nedeni ise insan olanın zaten doğaya hayvanlara karşı sevgi ve merhamet duyguları barındırdığı kanaatinde olmam, hitap bu yazıları okuyabilecek nitelikteki tek canlı insanadır. İnsanın doğaya ve tüm canlılara saygı, sevgi ve merhamet duyguları barındıran bir canlı olduğu kabul edildiğinde bana hiç doğru gelmiyor hayvan sever diyerek gruplandırmak. Bu duygulardan mahrum olanları ise ne olarak tanımlayacağımı bilmiyorum, dolayısıyla ey hayvan severler demek yerine ey insanlar diyerek hitap ettiğimde  sözlerimin ulaşmasını istediğim kitleye direk ulaşacağına inanıyorum.

Allah'ın koyduğu düzene saygılı olup bozmamaya çalışmak ve o düzeni koruma şuuru ile yaşayıp ölmek her iman sahibinin vazifesidir, unutma ki hayvanlar da bizim gibi bir ümmettir ve bize münhasır olduğunu sandığımız tüm nimetlerden istifade etme, hayatta kalma hakkına sahiplerdir.

Sözlerime iki ayet ile son veriyor sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum.



Kanatlarıyla uçan kuşlar dahil yeryüzündeki tüm yaratıklar sizin gibi birer toplum. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar (tüm yaratıklar) Rab'lerinin huzuruna toplanacak. 


6/EN'ÂM-38
Halkın elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde felaketler yaygınlaştı/ fesad çıktı. Böylece, (kötülükten) dönerler diye yaptıklarının bir kısmını Allah onlara tattırıyor.  
30/RÛM-41



Yorumlar

  1. merhaba, çok geçmiş olsun derya hanım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkurler, gecti, gecmiste kaldı cok sukur. Oğlum cok sağlıklı

      Sil
    2. günaydın :)
      nasılsınız?

      Sil

Yorum Gönder